KONFOR ALANINDAN ÇIKMAK
Konfor alanından çıkmak yaptığımız pek çok seminer ya da sohbetlerin belli noktalarında geçen bir konudur . Bununla birlikte kullanım açısından genellikle yanlış bir anlatım tarzı ile karşı tarafa aktarılır. Genel bilgi konfor alanının kişilerin günlük yoğun tempolarının içinde iken bu temponun dışına çıktıkları anlarda kendilerine dönük yaptıkları faaliyetlerin kişinin konfor alanını tanımladığı gibi yanlış bir bilgiye sahibiz. Kişi bir film izlerken, hiçbir şey yapmadan kendi kendine vakit geçirirken ya da duygusal ve düşünsel açıdan sorunlarından kaçtığı zamanlarda bulunduğu durumun konfor alanı olduğunu düşünebilirsiniz. Bu noktadan hareket ile “KONFORLU ALAN” ile “KONFOR ALANININ“ birbirine karışmadan kullanılması gerektiğini belirtmemiz yanlış olmaz. Tanım açısından toparlarsak yazıda verdiğimiz örnekler konforlu alanı tanımlasa da konfor alanını tanımlamaya yetmez. Peki nedir bu konfor alanı?
Genel bir tanım yaparsak konfor alanı: Bireyin alıştığı düzenin dışına çıkmadan sanal duvarlarla dört bir yanını ördüğü, kendini güvende hissettiği sürprizlere ve yeni durumlara tamamen kapalı olan böylelikle herhangi bir konuda gelişim sürecini kısmen ya da tamamen durdurduğu alanı konfor alanı olarak tanımlamamız mümkündür. Bu tanımdan yola çıkarsak konfor alanı aşağıdaki özellikleri taşır.
KONFOR ALANININ ÖZELLİKLERİ
- Konfor alanındayken alıştığımız düzenin dışına çıkmak istemeyiz.
- Asla aşamayacağımızı düşündüğümüz engellerden oluşur. (içten içe aşmakta istemeyiz)
- Uyum sağlamamız gereken yeniliklerin oluştuğu süreçlerden kaçarız.
- Gelişmek için emek harcamaktan çeşitli bahanelerle uzak dururuz.
- Ne kadar çok şikâyet etsek de şikâyetlerimiz ile yaşamaktan memnunuzdur.
Konfor alanı olarak tanımladığımız ve özelliklerinden bahsettiğimiz bu alana ne gibi örnekler verebiliriz. Mesela uzun zamandır herhangi bir terfi ya da gelişim beklemeden çalıştığımız mesaili işimiz konfor alanına bir örnektir. Eğer işimiz ile ilgili sürekli şikayet ediyorsak ve yine de çeşitli sebepler öne sürüp bir gelişim kaydetmeden devam ediyorsak bu konuda konfor alanı tuzağına düşmüşüz demektir. Sadece hayatımızı etkileyecek büyük konularda değil küçük günlük konularda da konfor alanlarına sahip olabiliriz. Bunları aşmak bile zaman zaman çok zor olabilir. Ne kadar trafik olursa olsun aynı yoldan gidip geliyorsak, yediğimiz yemekler içinde yeniliklere izin vermiyorsak, giydiğimiz kıyafetlerde hep aynı renkleri seçiyorsak içinden çıkmakta zorlanacağımız bir alanın sanal duvarlarını daha da kalınlaştırıyoruz demektir. Unutmayalım ki konfor alanının içinde isek bulunduğumuz durumdan çıkmamak için ya şikâyet edeceğimiz bir engele ya da bize güven veren bir alışkanlığa sahibizdir.
Bununla birlikte hayat her zaman bizim istediğimiz ritimle gitmez. Kendimiz için oluşturduğumuz bu sanal duvarları zaman zaman dışarıdan olaylar zaman zamanda içeriden bizim gelişmek ve öğrenmek isteyen yanımız kırmak için zorlamalarda bulunacaktır. İçinde bulunduğumuz bu alan ve psikolojisini 3 ayrı faz etrafında değerlendirebiliriz.
KONFOR ALANI PSİKOLOJİSİNİN BAŞLICA 3 FAZI NELERDİR?
1.Konfor alanı:
En düşük stres seviyesinde ve maksimum güven duyduğumuz alandır. kişi bu alanda yaşadığının farkında bile olmayabilir. Değişime karşı en büyük direnç bu alandadır. Bu bölgede uzun süre yaşayan kişi için artık hayatında büyük bir monotonluk oluşur geçirdiği her gün o kişiye aynı gelecektir.
2.Cesaret alanı(performans alanı):
Bu alana geçtiğimiz zaman kişi baş edebileceği bir stres ile birlikte konfor alanı duvarlarını yıkıp yeni şeyler kazanacağı bir alana geçiş sağlar. Hayatımızda atacağımız tüm yeni adımlar bu alanda atılacaktır. Cesaret alanı pek çok açıdan bizi olduğumuz noktadan varmak istediğimiz noktaya taşıyacaktır. Bu alan konfor alanının hemen etrafındaki bir alandır. Gerektiğinde kişi kendi konfor alanına dönüş yapabilir. Gelişimi için kişi kendini tam hazır hissetmeden cesaret alanını daha fazla zorlar ise yeni bir alana istemeden de olsa geçiş yapmak zorunda kalır ki bu alan panik alanı ya da felç alanı diye geçer.
3.Panik alanı:
Bu alanda kişi yoğun bir stresle birlikte gelen aşırı bir baskı hissetmeye başlar. Bu alanda öğrenme isteği ortadan kalkar. Kişi öğrenme alanına değil eski konfor alanına geri dönmenin yollarını da aramaya başlayabilir. Panik alanında yaşadığımız başarısızlıklar ileride bize aşılması çok zor fobiler olarak dönebilir. Örneğin çocukluğunda sahnede alaya alınmış bir kişinin ileride topluluk önünde konuşmakta güçlük çekmesi normaldir.
KONFOR ALANINDAN ÇIKMAK İÇİN BAZI PRATİK TAVSİYELER
1.Hayal kurun:
İstesek de istemesek de hepimizin kendine ait korkuları var. Bu korkular bizi ilerlemekten ve ilerlememizi sağlayan hayallerimizden sürekli uzak tutmakta. Öncelikli olarak bu korkularımızın neler olduğunu iyice tespit edelim ve bu korkuların nereden kaynaklandığını bulalım. Örneğin bir kişi sahnede sunum yapmaktan çekiniyor ise arkasında yeni insanlar ile iletişim kurma konusundaki korkuları yatıyor olabilir. Bu tip korkular birdenbire geçmez. Bunun için en büyük motivasyonumuz hayal kurmaktır. İnsanların önünde çok güzel bir sunum yaptığımızı hayal edelim ve bunun bize yaptığımız işlerde getireceği artıları not edelim. Bu sunumun bizi ne kadar ileriye taşıyacağını düşünelim. Bu noktada kendimizi ikna ettiğimizde konfor alanımızdan çıkıp cesaret alanına geçecek motivasyonu içimizde toplayabiliriz.
2.Kendinizi biraz rahatsız hissetmeniz iyidir:
Konfor alanınızı terk ettiğinizde doğal olarak rahatsız olacaksınız bununla birlikte önceleri sizi rahatsız hissettiren şeyin aslında gelişiminize ve hedeflerinize varma isteğinize sizi ne kadar yaklaştırdığını görünce çok şaşırabilirsiniz. Bu tıpkı yazın denize girmek gibidir. Denize ilk girdiğiniz an size çok soğuk gelebilir ve hızlıca geri kaçmak istersiniz. Daha sonra bedeniniz suyun sıcaklığına uyum sağladığında başkalarını denize çağırırken kendinizi bulursunuz. Bütün mesele uyum süresidir. Bu süreden sonra rahatsız olduğunuz şeylerin sizi geliştirdiğini açıkça görebilirsiniz.
3.Denemeler yapmaktan çekinmeyin:
Konfor alanından çıkmak için Her deneme hemen sizi başarıya ulaştırmayacaktır. Bazı dönemler zaferler yaşadığınız gibi bazı dönemlerde de yenilgiler yaşayacaksınız. Yenilgililerinizi öncelikle kabullenin çünkü onlarda size ait. Ve şimdi bunu bir daha yapsam neleri farklı yapardım? sorusunu kendinize sorarak denemelerinize devam edin. Gelişim kendiliğinden başlayacaktır.
4.Önce küçük zaferler:
konfor alanını terk edip cesaret alanına geçmenin yollarından biri başarının hazzını yaşamaktır. Başardım ve yaptım duygusu vücudunuzun hormonal yapısından başlayarak zihinsel yapınıza kadar pek çok konuda olumlu değişimlere yol açacaktır. Hepimiz büyük zaferler kazanmak isteriz. Siz önce zaferleri kazanmak için öncelikli küçük zaferlerde başarılı olacağınızı kendinize gösterin. Hiç beklemediğiniz mucizeler arkadan gelecektir.
5.Çevrenizdeki insanlar:
Konfor alanından çıkmak için en önemli noktalardan biri çevrenizin durumudur. Sizin şu anki maddi, kültürel ve psikolojik durumunuz yakın çevrenizdeki 5 kişi ile aynı seviyededir. Bugünden sonra farklı idealler mi edinmek istiyorsunuz çevrenizdeki yakın arkadaşlarınızda ideallerinize göre değişiklikler yapın. Sizi aşağıya çeken, enerjinizi düşüren, odağınızı bozacak kişilerle vakit geçirmekten vaz geçin. Aynı yöne baktığınız kişilerle yürümeye çalışın. Bu eski arkadaşlarınızdan tamamen kopmanız anlamına gelmez. Sadece vaktinizi ve ilişkilerinizi artık sizin düzenleyeceğiniz anlamına gelecektir
6.Bahaneniz kalmasın:
Zorlukları atlatsak da, kendi yüzümüze kendimiz kapıları çarpıp dururuz. İşte bu çarptığımız kapıların kilitleri bahanelerdir. Unutmayalım ki her bahane bize bir fırsatın kapısını kapatıyor olabilir. Şimdi zamanı değil, bu çok riskli, kendimi henüz hazır hissetmiyorum gibi cümleler ile konfor alanımızın duvarlarını kalınlaştırıp dururuz. Bu tür bir cümle söylediğimizde söylediğimizin gerçek mi yoksa bahane mi olduğuna iyi karar verelim .ne kadar az bahane uydurursak o kadar çok fırsatın kapısını bize açan bir hayata merhaba deriz.
Bir bebek için imkânsız gözüken yürüme eylemi bizim için üstünde düşünmeyeceğimiz kadar basittir. Bize çok büyük gözüken bazı engeller de onları aşmış kişiler için aynı şekilde basitleşmiştir. Bütün sihir bakış açımızdadır. Kazanacağımız zaferlerle kendi boyumuzu büyütürüz. Dolayısıyla konfor alanı içinde bize zor gelen şeylere cesaret alanına geçip yukarıdan bakma fırsatı yakalayabiliriz. Yıldızlara ulaşmanın ve onlardan biri olabilmenin yolu zorluklardan geçer.
konfor alanından çıkmak makalesini beğendiyseniz hibrit düşün ve geleceğini tasarla makalesini buradan okuyabilirsiniz
youtube kanalımıza abone olmak için tıklayın