Çocuk nasıl söz dinler
Çocuk nasıl söz dinler büyükler için çocuklarla kurdukları ikili ilişkiler sonrası en büyük şikayetleridir. Bununla birlikte çocukların özellikle ebeveynlerini mutsuz etme odaklı bir davranış modelleri yoktur. Çocuklar yaşları gereği dünyayı yeni yeni deneyimlemeye başlamışlardır. Bakış açıları çok doğal olarak büyüklerinkinden son derece farklıdır. Bu yüzden çocuk nasıl söz dinler konusu bizim için önemli bir sorudur.
Aslında bebeklikte insan bütün bu bakış açılarından azade olarak doğar. Bu tür davranışlar öğrenilen davranışlar olduğu için her çocuk ailesinin ya da en çok nereden besleniyorsa oranın bir yansımasıdır. Son yıllarda çocuklarda görülen farklı bir davranış ise eskiden ilham kaynağı olarak görülen anne ve babalarını çok küçük yaşlarda eleştirmeye başlamaları onları beğenmediklerini gösteren tavırlar ortaya koymaları. Peki bunun oluşumunda suçlu çocuk mudur? Yoksa ona bu davranışı sergilemesi için fırsatlar veren aile midir? İsterseniz bunu biraz sorgulayalım.
Pedagogların koşulsuz sevgi teorisi aileler tarafından son dönemde abartılmış çocuk ne yaparsa yapsın verilmeye devam edilecek bir duygu olarak ön plana çıkarılmıştır. Ne yaparsa yapsın hep aynı tepkiyi çocuk elbette ki sınırları daha çok zorlayacak ailenin koyacağı sınırların bir önemi kalmayacaktır.
Çocuklarımızı nasıl övelim
Anne babanın en büyük hatası ise yerli yersiz çocuğun övülmesi meselesidir. Bu durumda çocuk kendini olduğu noktanın çok daha üstünde bir yere konumlamaktadır. Çocuğun egosunun aşırı şişirilmesi ile çocuk kendini farklı bir noktada görmektedir. Ve hiçbir şey yapmasa bile övüldüğünden ötürü ilerisi için narsis bir kişiliğin temelleri atılmaktadır. Bununla birlikte bir ebeveyn çocuğunu insanlara ya da çocuğa karşı överken bizim oğlan ya da kız çok zeki bilgisayarı hepimizden iyi kullanıyor derse ya da çok basit teknolojik konularda çocuktan yardım isterse çocuk kendisini bambaşka bir noktaya koyarak kendisini ailesinden üstün görecek ve onları beğenmeyerek sözlerini doğal olarak dinlemeyecektir.
O zaman aileler çocuklarını hiç mi övmeyecek ya da motive etmeyecekler mi? Burada ki en önemli konu övgünün nereye yöneltildiğidir. Eğer ki övgü çocuğun kendisine yapılır ise o egoyu arttıracaktır. Ve söz dinlemeyen bir çocuğun oluşmasına yol açacaktır. Ebeveynlerin övgüleri çocuğun davranışı ile ilgili olmalıdır. Bir çocuk ders çalışıyor diye övülmez. O onun sorumluluğudur. Bununla birlikte okulda kazandığı bir başarı, iyi bir not kazandığı bir yarışma, övgüye değer bir harekettir. Aile bireyleri de sürekli olarak kendini yenilemeli çocuğun ilgi duyduğu konularda da fikir sahibi olarak onların saygısını kazanmalıdır. Unutmayalım ki çocukla ortak noktalar yaratan bir veli o konularda da çocuğunu bilgilendirebilir ise çocuğun saygısını kazanır.
Çocuğu uyarmak demek kişiliğine hasar vermek demek değildir
Aynı mesele yerme konusunda da böyledir. Çocuğa senden bir şey olmaz. Keşke senin gibi bir çocuğum olmasaydı. Ayşe’nin çocuğu senin yapamadığın her şeyi yapabiliyor. Bu gibi söylemler aile ile çocuk arasındaki uçurumu derinleştirecektir. Ve anne babayı sözünü dinlemek istemeyeceği kişiler haline getirecektir. Eğer çocuk bir konuda hata yapıyorsa yine çocuğun kişiliğine değil yaptığı davranışın yanlış olduğu çocuğa vurgulanmalı böylelikle çocukla davranış arasına bir mesafe konulmalıdır. Mesela sen iyi bir çocuksun bununla birlikte ders çalışmama davranışının doğru olmadığının ikimizde biliyoruz şeklinde bir yaklaşım yanlış eylem ile çocuk arasına bir mesafe koyacaktır. Bununla birlikte sen tembelin tekisin. Hayatın boyunca bunun acısını çekeceksin ise kişiliğe bir saldırı olacağı için o da her birey gibi kendini korumaya alacaktır. Özellikle böyle bir sözün en güvendiklerinden yani ailesinden gelmesi ise küçük bir çocuk için yıkıcı bir davranıştır.
Çocuğun bizi dinlemesi ikili ilişkiden ne kadar mutlu olduğu ile birebir alakalıdır. Bir çocuk gözüne bakılarak anlattığı şeylerin heyecanla dinlenilmesinden mutlu olur. Yine söylenen sözleri dinleyerek aileye geri verecektir.
Sanılanın aksine kurallar çocukları mutsuz etmez. Çünkü hayat deneyimi sınırlı olan çocuk bu kurallara bakarak nasıl bir yol yürümesi gerektiğini öğrenecektir. Iç sesi olmadığı için bir süre onun iç sesi olan aileye kulak kabartacaktır. Bu noktadan aşağıdaki sonuçlara varmamız mümkündür.
Sonuç olarak
- Çocuğun kendisini değil doğru davranışlarını övelim
- Çocuğun kişiliğine değil yanlış davranışına karşı yapıcı eleştiri getirelim
- Hakaret ve şiddetten uzak durmak en iyisidir.
- Bir dönem onların iç sesi sizsiniz yüreklendirici bir iç ses olalım.
- Gerçekten yapılması gereken şeylerde kararlı olalım. Tavırlarımızı sürekli değiştirmeyelim.
Çocuk kendi hayallerinin peşinden koşmalıdır. Kendi hayallerimizi onların üstüne yüklemeyelim.
- Ortak dil geliştirmek için onun ilgi alanında bizde emek harcayıp bir şeyler öğrenelim.
- Heyecanla anlattığı şeyleri ilgi ile dinleyelim. Çocuklar büyüklerin gözlerine bakar ve orada bir onay arar bunu unutmayalım.
- Onlar sizin yaşadığınız zorlukları anlamak zorunda değiller. Zamanı gelince zaten anlayacakları şeyleri bugün üzerlerine boca etmek haksızlık olur. Bilmedikleri bir dünya ile ilgili anlayış beklemek gibi bir haksızlığı onlara yapmayalım.
Çocuk için yumuşak ve kararlı bir ses tonu, sıcak bir kucak, huzurla dalacağı bir uyku ileriki hayatına taşıyacağı en önemli şeylerdir. Bizi hatırladıklarında yüzlerinde bir gülümseme oluşuyorsa bırakacağımız en büyük miras budur. Bir çocuğun yüzündeki gülümsemeden daha değerli bir şey yoktur.
Çocuk nasıl söz dinler makalesini beğendiyseniz hayal panosu nasıl yapılır isimli makalemi buraya tıklayıp okuyabilirsin
instagram kanalıma abone olmak için tıklayınız
M.GÖKTÜRK TURUNÇ
BÜTÜNSEL KOÇ